28 Mayıs 2009 Perşembe

Günün bok gibi geçmesi...

Merhaba arkadaslar, farkettiiginiz üzre sinirliyim. Lanet olasi bir is için kaç zamandir kendimi paraliyorum, bunu biliyorsunuz. Bu is için sabahtir kasiyorum, tam bitirdim diye sevinecegim ama yok. Toplantiya gittiginizde burun kivirmalarla karsilasiyorsunuz. Onu geçtim u gün sirketin söförü azar kaydi.

Olay su: toplanti bitmis, servis cagirmasi için sekreteri aradim. Lanet sekreter, "çok acil" demis. Bunun yüzünden müdürlere tahsis olan araçlardan geldi.

Zaten tipim, toplantidan projeden kaymis. Herif bana "senin için mi geldim bakisi atti". A.q. Görevin bu, ben napabilirim. Bide saydi, bu araçlari çagirmicakmisiz. Göt, biliyorum bunu ben çagirmadim ki.

Neyse, çok yorgundum, sustum. Ama bundan sonra affetmem...

24 Mayıs 2009 Pazar

Pazar günü çalismak...

Evet, konum pazar günüde normal bir is günü gibi otobüse atlayip ise gitmek. Son zamanlarda sik sik yaptigim bir aktivite.

Su an evde oturup ne de güzel tembellik yaparken, sen kalk ise git. Neden? Pazartesi sabahi proje toplantin olsun. Ya her sabah proje toplantisi olur mu bir insanin. Vallaha oluyormus...

Içimde acayip bir sekilde sanatçi olmak geçiyor. Az önce bir arkadasin piyano sinavi olacagini ögrendigimden olsa gerek :)... Vallaha insan birak teknolojiyi, birak projeleri ver kendini müzige, çizime diyor. Hem sabah 9 aksam 18 de yok, rahat olursun be haci... :)

Su an çamasir yikaniyor makinede, bitsin de çantami alip ise gideyim :D...

22 Mayıs 2009 Cuma

Deneme Girisi

Evet efendim... Ne yaptim? Gittim kendime yeni telefon aldim. Hem de son model :). Çok hava atiyorum biliyorum ama ne yapayim elimde degil :). Bu biliyorsunuz ölümcül 7 günahtan biri; kibir Hayati boyunca kibir yapmamis biri olarak azda olsa buna hakkim oldugunu düsünüyorum. Neyse efendim dedigim gibi sürekli yaninizdayim artik Benden kaçis yok ehehe.

27 Nisan 2009 Pazartesi

The Chronicles of “Karşı Daire” - 1

Evimin bulunduğu site karşısında bulunan sitedeki evleri net olarak olmasa da görebiliyorum. Arada çok uzun bir mesafe var ama oturma odamın tek penceresinden maalesef karşı dairelerin oturma salonları gözüküyor. Karşı dairelerde bir hareket olduğunda direk gözüme çarpıyor. Normalde zaten gizlenecek bir durum varsa perdeler kapalı oluyor – hem onlarda hem bende. Asıl anlatmak istediğim, bir daire var karşıda ne zamandır boştu. Sonradan kiracısı mı geldiii, sahibi mi taşındı bilemem ama içeride insanlar vardı. O daire özellikle gözüme çarpıyor, çünkü perdelerini hiç kapatmazdı.

Ama bu gün gördüğüm şeylere mana veremedim. Orada bir erkek mi, yoksa kadın mı birisi spor mu yapıyor yoksa ritimli basit burada dile getirmek istemediğim hareketler mi anlamış değilim. Zaten bir 10 dk sonra perdeleri kapattı. Ama kapatmadan önce önünde bir şey olmadığını evdeki diğer arkadaşın geçişlerinden anladım, sanırım spor yapıyordu.

Ne beterim değil mi… neyse beni irdelemez… :D ehehe…

Not: sapık yerine koymayın hemen, daireme gelmiş olsaydınız beni en iyi şekilde anlardınız… İstemeden görülüyor…

Dakik bir adamın can çekişmesi: Türkiye’de dakik olmak…

Bildiğiniz gibi İstanbul’da yaşıyorum ve bundan pek de hoşnut değilim. İstanbul’un artıları olabilir ama bana göre burada yaşamak biraz uzaktaysanız biraz zor. Hele bir de dakik bir adamsanız, işkencelerin en tatlısına hoş geldiniz.

Şahsen çok dakik bir insanımdır. Takıntı derecesinde denebilir. Bir buluşmaya beş dakika erken gelirim, eğer önemli bir insansa buluşmaya kesin 15 dakika erken gelirim. Bir dakika erken değil. Ayrıca, kolumda saat taşımam telefonumun saatini kullanırım ayrıca telefonumu da yanımdan ayırmama korkusu var bende :) – merak etmeyin telefonumu size vermeyeceğim, fakat güzel ve bekâr bayanlarımız bana bir e-posta atarlarsa anında onlarla iletişime geçebiliriz :).

Bu İstanbul’da ne çektiysem İETT’den çektim. Geçen bayramda 2 saat – şaka değil – otobüs bekledim Bakırköy’e gitmek için. Sonunda taksim arabasına bindim ve bindikten sonra Bakırköy arabası geldi ki bu benim şansımı özetler – teşekkürler Murphy Kanunları.

En son olay sa uzun zamandır görmediğim bir arkadaşıma gitmek için otobüs durağında yaşadığım andır. Tam tamına tatil günlerinde 15 dakikada bir gelen otobüs, nedense o gün 1 saat geç geldi. Neyse ki güzergahı uzun hesaplamışım 10 dakika geciktim.

Ayrı bir konu ise bildiğiniz gibi özel halk otobüsleri. Onlar ayrı bir dert zaten. Kendilerinin dolmuş olmadıklarını ne zaman kavrayacaklarını merak ediyorum. Ya 45 dakikalık yol 1.saat 15 dakika olur mu ya? Lanet ettim… Aşağıda onlara hazırladığım lafları bulabilirsiniz.

Lanet olası otobüs şoförleri, lanet olası insanların, lanet olası tatil günlerinde, lanet olası zamanlarını, lanet olası evlerinde değil de lanet olası arkadaşlarıyla lanet olası bir buluşma için lanet olası eğlenme mekânlarına gidebileceklerini düşünmezler mi? Bundan çıkarak, neden tatil günlerinde otobüslerin sayısını azaltırlar? Tamam, anlıyorum onlar da memur ama tatil günü bu vardiyalı çalışsınlar.

Dakik bir adam olarak acı çekiyorum efenim…

Ha bir arada Yenibosna’da bir otobüsü dolu olduğu için 45 dakikadan fazla bekledim ki o anlarda sigarayı bırakmıştım ama o an yeniden başladım… Yaşadığım acıyı anlatabiliyor muyum?

Salı: 20:54

Bu aralar garip bir durum söz konusu. Ne zaman bir şarkı dinlemeye kalksam ya da klip izlesem karşıma “Metal Ballads” albümlerindeki şarkılar çıkıyor. Az önce VH1’de “MR. BIG – To Be With You”nun klibi çıktı. Daha yeni açmıştım kanalı. Kala kaldım öylece. Bi de bu şarkı ‘90’ların şarkısıymış. İlginç bir olgu paylaşmak istedim…

21 Nisan 2009 Salı

Pazar: 16:51

Favori saçmal… ay pardon dizi Aşk-ı Memnu başladı… ahahaha süper ötesi bir şey bu komedinin allahı… Kitabını sevmiştim ama…

Ayrıca bu bölümdeki iddaa kısmı beni benden almıştır… ahaha halen gülüyorum…

Fantom Firdevs vs Türk Polisi ahahaha :D ara başlıklarla yazıyorum ki bakalım belki sonra uzun yorumlar yazarım…

Bu matmazelin mektubu vardı n’oldu ya o…

O Yılmaz Beyi arayış ne karizmadır Allahııımmm ne zenginler var bu Dünyada :D…

Bu yalı nasıl bir binadır? Herkes bir birini duyabiliyor… Gerçi bende yan dairedeki banyoda konuşulanları duyuyorum…

Matmazel bombayı koyar :D – duymamak için yukarı kaçtım diyor – evde her şey duyuluyor hacı…

Bihter, Behlül aşkı nedir ya, olm git hayatını yaşa Allahtan arama belanı… Olm iş kolay… Adnan yoksa evde sevişin… Gerçi o evde her şey duyuluyor ne halt olacağı da belli olmaz…

Peyker de bu dizinin safıya, ay canım…

Pazar: 16:17

Dün akşam otobüste – ki biliyorsunuz otobüslerde izlenebilecek çok aş şey var – Kabak… pardon Kavak Yelleri vardı. E izledik malumunuz, konuyu da az çok biliyorum hani. Ama bu seferki çok saçmaydı – ya da bana göre öyleydi. Yok, hatun bakir çıkmamış falan, elemanda buna trip atıyor.

Kişisel görüş: Kimin kendi bedenine ne yaptığı, kendini ilgilendirir. Sonuçta bunu yargılamak beni ya da bir başkasını irdelemez. Her kim olursa olsun irdelemez aaaa…

Hayır, adamım neden takıyorsun. Varsın olsun “take care easy maaann…”. Hatun sana soruyor mu neden bakir değilsin die? Hem siz ne biçim sevgilisiniz bir kere aynı yatağı paylaşmamışsınız. Bunları oturup konuşmamışsınız. Tamam, adam da haklı rapordan mı okuyacak bunu. Koyar valla… Bana koymaz ama olabilir doğaldır bende biraz doğallık – doğaya dönüş hayvan olma - var.

Hem en iyi arkadaşına vermiş hatun. Daha ne istiyorsun, bilmediğin adam değil. Yabancıya vermemiş. Belki o daha koyabilirdi. Belki başına kötü bir olay geldi ve zorla oldu. Beklide bir hastalık vardı oldu. Olur olur yani. Sana mı kaldı sorgulamak… Kızdım şimdi…

Pazar: 14:37

Bu Gripin’in vokali ne zaman sıçarmış gibi şarkı söylemeyi bırakacak. Abi ıkınmadan da ses çıkıyor yani…

Sıla! Sıllaaaa! Bok gibi olmuş saçların… Sende Angelina dudağı var kızım. Sana siyah, yapışık saç gitmez… Ayrıca şarkına +1 veriyorum. Sevişmeden uyunmamalı… Şahsen fırsat buldukça sevişerek uyumaya özen gösteriyorum. İmkânlar çok zayıf… :) Bu arada kırmızı kıyafetin de güzelmiş. Klibi tümden siyah beyaz çekip o geceliğe kırmızı ton yapsaydınız ve tabiî ki saçını dağıtsaydın – bok gibi evet… - 10 numara klip olacaktı…

“Bora Uzuner – Aramızda Bir Gerginlik Mi Var” hmm… Sevgili Bora, imajın hakikaten kötü, şarkı iyi kayda değer bi güzelliği var. Klip de iyi, ama o imajın nedir abi olmamış. Bırak şimdi 16 yaş ayaklarını…

Ajda çıktı kanalı değiştireyim…

Pazar: 14:30

Bu arada Word saolsun başlıkları yanlış yazdığımı fark ettim. Bu hata için tüm Blog, TDK, Türk dili ve edebiyatı camialarından özür diliyorum… Bakın bu özrü yapmam kolay kolay… Hatayı kastetmiyorum ya :D özrü kastediyorum…

Ha bu arada direk daldım ama, bu öğlen vaktinde evime geri geldim. Artık tüm Trabzon anılarımı sizinle teker teker paylaşacağım. Ne zaman bilmem ama yakın bir zaman diyebilirim.