Ah işten geldim. Bu gün ne yorumlarım var bir bilseniz :) öyle böyle değil… Sırayla anlatayım bakalım…
Sabahın köründe kalkmaya mı yanayım, ofisim yerine toplantıya gittiğime mi yanayım neye yanayım bilemiyorum… Sabahın köründe 10:30’da olacak bir toplantıya 9’da gittiğim için biraz uyanmaya vaktim vardı aslında. İş yerlerindeki kafa dengi müdür/sorumlu lara hayranım. Neyse ki toplantıyı da holdingin şirketlerinden kalite yönetim müdürlerinden bir tanesi ile yaptığım için kendime lanet ederken kendisinin aslında kafa dengi birisi olduğunu keşfetmemle olay değişti.
Arada not: 20:20 – “Prison Break” 22 VCD’si kuponla “Sabah” gazetesindeymiş. Kardeşim 3. Sezon biticek nerden baksan ayrıca 3. Sezon beni sarmadı aga neyse ona yorumlarımı sonradan Prison Break taglı yazılarda bulabilirsiniz…
Aslında bu toplantı yaptığım ilk kalite müdür değil. Daha önce de böyle insanlarla toplantı yapmıştım, genelde tercih etmediğim insanlar :D. Kaliteciler nasıl desem biraz takıntılı oluyor. Neyseki bu sabah ki toplantı gayet hoşuma gitti. Tek sorun sabah 9.30 da başlayıp 14:45 gibi bitmesi oldu. Beynim sulandı biraz. Toplantıların en sevmediğim yanı, birisi mola verelim demezse sabaha kadar sürebilir olması. Ya kardeşim bir limiti yok mudur üniversitede bile bir mola vakti vardı.
Bu kadar da değil. Bu gün olan farklı olaylardan bir tanesi ise “İstanbul Gösteri Merkezi” a.k.a. Mydonoze Showland yangını. Bulunduğum bina Florya tarafında olduğundan bulut sanki AHL içerisinden geliyormuş gibi görünüyordu bize. Tabi hemen araştırdık ne oluyor ne bitiyor. Ulan Obama geliyor diye hemen uçakları yakmaya mı başladılar dedik. O bölgede birçok arkadaş olduğundan “Hürriyet”in internet sitesinden önce benim haberim oldu. Lan tenteyi yakmışlar diye :D.
İşyerime gittiğimde ancak olay mahallinin fotosunu çekebildim. Onu da buraya eklemiş olmam gerek ki eklemişsem burada görünüyordur. Neyse efendim, Obama geldi diye bizim planlar bozuldu. 15.30 gibi ofise girer netteki işlemlerimi erkenden bitiririm diyordum fakat Obama geliyor ya, erken çıkmak gerekmiş. Neden? Adamlar yolu 18-20 arası ulaşıma kapatacaklarmış, söylemesi ayıp o taraflarda çalıştığımızdan bizi de etkiliyor bu durum.
Neyse alelacele işlerimi hallettiğim için. Bir acelecilik moduna geçtim. Bu sizde de var mı bilmiyorum. Bir konuda vakit kısıtlı ise, ben otomatik olarak kendimi koruma sistemine geçiyorum. Yani, bir anda stres yapmaya başlayıp, dakikaları sayıyorum – sanki yapmadığın şey demeyin… -, bir anda bütün işler için 30sn’den az zaman vermeye başlıyorum, beynimin odak merkezi delicesine çalışmaya başlıyor. Evet, biraz da kızgın ve kırıcı olabiliyorum. Ama ilginç kısmı işler bitiyor mu bitiyor. Fakat ben bittiğinden emin olamıyorum ve her defasında bir 30dk daha bu durumu sürdürüyorum. Durum bittiğinde fark ediyorum ki işler bitmiş düzene girmiş. Ama psikolojik olarak sorunlarımı çoğaltmışım…
İş bittiğinde servise doğru yollandım tabii ki de. Neredeyse her gün olduğu gibi yine insanlar üzerine bir muhabbet yaptık servis şöförü abim ile. Hakikaten sevdiğim insanlardandır kendisi oturup bir muhabbetini almadan olmaz.
Sonuç? Evet, şu an saat 21:03 oldu ve sabahtan bu yana ilk girişimi yapıyorum, belki uyumadan birkaç yorum daha girebilirim diye düşünmüyor değilim… Saygılarla…